İnsan Kaynakları Zirvesi #ik2014 , bu sene ‘önden
çağrısını yaptı’ ve başta İK profesyonelleri olmak üzere, hemen herkesi ‘ezber
bozmak’ için provoke etti. İki gün boyunca, tam anlamıyla dünyanın dört bir
yanından gelen ve alışılagelmiş düşüncelerin dışına çıkan 106 konuşmacıyla,
“bir de buradan bakmaya ne dersiniz ?” dedi aslında. Bunu yaparken de bu
zirveyle doğan “provokatik” kelimesini zihinlerimize işledi.
Iyeoka , zirvenin bakış açısını adeta daha ilk
dakikalardan itibaren melodileri ve büyüleyici sesiyle aktardı. "MyCurrent Anthem" ile değişim için, kendimizi, tavırlarımızı değiştirmek
için 365 günümüz olduğunu söylüyordu. Önümüzdeki sene MCT'nin 20.yılının
kutlaması niteliğindeki #ik2015 'e kadar bu seneden ezberimizi bozan bakış
açılarını hayatımıza, iş yapışımıza dahil etmek için bizim de bir yılımız
olduğuna atıfta bulunuyordu belki de !
İki gün boyunca kendimize, işimize, karşımızdakine ve
hatta içinde bulunduğumuz sisteme bakışımızı sorgulamamız için sahneden bize
sesleniliyordu.
Provokasyon ne kadar alev alev bir kelimeyse zihnimde,
sahneden de alevli, ateşli bir dekor beklerken, bembeyaz yalınlığı benim de ilk
dakikadan ezberimi bozdu. Zihnimizin gördüğü belli ki bizi provoke edecekti. Bu
yalınlığın dekoru iki gün boyunca 'sevgi' oldu, benden öte B'iz dedi sahedeki
hemen herkes.
John Perkins;
"Bilincin Devrimi'ne hoşgeldiniz !" deyip, Ölüm ekonomisinden, yaşam ekonomisine geçmek
için potensiyelimizi bize hatırlattı. ( http://dreamchange.org/ ) Liderlik'ten
bahseden hemen herkes, Lider Ben demez Bizi farkeden lider olur dedi.
Karşındakine verdiğin değeri hissettirdiğinde, ona 'neyin var? ne istiyorsun?'
diyebildiğinde en "güçlü" lider olunduğundan bahsedildi. Gezi' de
dahil dünyanın dört bir yanında ayaklanan halivakti yerinde beyaz yakanın tek
motivasyonu 'sevgi' dendi. ( http://occupylove.org/
)
Kollektif liderliği, Tanyer Sönmezer, bu kez şarkısız,
bol aksiyonlu ve sloganlı sunumuyla anlattı, rengarenk gösterisinde. Niyetimiz
B'ir olduğunda ne dağlar aşılabileceğinden bahsetti.
Kapitalizmin bile "bilinçli" olabileceği dile
geldi, Zirve'de. Doğal kaynaklar ne kadar limitliyse, insan yaratıcılığının,
insan 'kaynağı'nın bir o kadar limitsiz olduğu vurgulandı.
Okyanus'un öte tarafından bir ezber bozan Ekvator
Cumhuriyeti "Buen Vivir" Bakanı,
insan mutluluğunun, tüm materyallerin önüne nasıl geçebileceğini adeta
kanıtlamak için sahnedeydi. Ve aslında B'ize çözümü okyanus ötesinden değil
B'izden getirmişti, Rumi "cevabınız" diyordu. Çözüm de tüm sorunlar
gibi bizde ve eğer biz değişirsek, kendimizi kurtarabilirsek, devamı gelecek.
Zirve yıllardır, sosyal medyanın en çok kullanıldığı
yerlerden biri, bu sene de önce ' buradayım' diye check-in yapılıyor, sonra en
çok #ik2014 diyerek cıvıldayan kazanıyordu. Bu da sosyal medyanın ne kadar
hayatımızın ve hatta işimizin bir parçası olduğunun ufak bir yansımasıydı.
Artık sunum yaparken bile Tweet atıyordu konuşmacılar, Linkedin profili
oluşturmak, iş bulmak için değil daha çok iletişimde kalmak birlikte öğrenmek,
paylaşmak anlamına geliyordu.
İK Zirveleri, şöyle bir silkinmek, farklı düşünmek için
çok güzel buluşmalar sağlıyor. Kendi ile buluşuyor insan, İK profesyoneli
olarak katılım gösterilen her zirvede aslında hiç de profesyonel bir insan
olmadığımız hatırlatılıyor, daha fena halde çaylak insanlık, ama öğreniyor. Ve
artık yavaş yavaş idrakına yatırım yapılıyor bu çaylağın; herşey sevgiden
geçiyor diye söylendiğinde , "fazla romantiksin" denmemeye
başlanıyor, devrim kendini gösteriyor belli ki..
Ve önümüzdeki sene yeni zirveye kadar değişmek için daha
uzuuun bir zaman var. Düşünebilen Beyinlere..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder